get paid to paste

Cavit VARDARLILAR...

http://www.msgenerji.com/tci/39/Cavit-Vardarlilar-MSG-Genel-Muduru 

 Cavit VARDARLILAR
  MSG Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü
 

SU VE ÇEVRE DERGİSİ
EYLÜL –EKİM 2009
SAYI 28

MESS 2009 yılının ilk aylarında MSG Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. Tic. AŞ adında yeni bir şirket kurdu. Şirketin Genel Müdürü Cavit Vardarlılar'dan konuyla ilgili detaylı bilgiler aldık. Vardarlılar, "Biz öncelikle Türkiye'deki tüm MESS üyelerine hizmet vereceğiz ancak kapasite durumuna göre diğer sanayi kuruluşlarına da hizmet vermeyi planlıyoruz" diyor. Üç yıllık bir dönemde uygulamaya geçirilmesi planlanan projenin fizibilite ve envanter çalışmaları tamamlanmış durumda. Vardarlılar, tesisin kurulacağı yer konusunun kesinleştirilmesinin ardından ÇED başvurularının da yapılacağını belirtiyor.
 
SÇ: Böyle bir tesisin kurulması kararını nasıl verdiniz?

Cavit Vardarlılar: MESS bildiğiniz gibi Metal Sanayicileri Sendikası'dır. Ağırlıklı olarak metal, otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerde çalışan 300'e yakın üyemiz var ve bu da aşağı yukarı 1000 tesis yapıyor. Bu karar da genel kurulumuzun 2008'in son aylarında yaptığı toplantısında alınmış bir karardır.

Böyle bir kararı vermemizde elbette çevre korumanın artan önemi ve sektörümüzün tesis ihtiyacı ciddi rol oynadı. Öte yandan bu tür yatırımlar Türkiye'nin AB topluluğuna entegre olmasının da bir gereği. Dolayısıyla yeni hazırlanan çevre kanunları da üreticilere sorumluluklar yüklüyor. Bugün ürettiğiniz herhangi bir ürünü son noktasına kadar takip etmek ve kullanım süresi bittikten sonra da ne olduğunu dökümante etmek zorundasınız. Ancak kanunlar şirketlere sorumluluklar getiriyor ama uygulamalara ilişkin düzenlemeler ortada yok. Bu durum özellikle yurtdışı bağlantılı şirketlerde ciddi sorunlar yaratıyor. Çünkü şirketlerin endüstriyel atığını gönderebileceği yerler sınırlı hatta yok denecek kadar az.

Yatırım kararının alınmasından sonra bir hazırlık dönemi geçti. 2009 yılında şirketin kurulması, fizibilitelerin hazırlanması süreçlerini tamamladık. 15 Mayıs 2009 tarihinden itibaren de şirketimiz kuruldu. Şirketimizin ismi de MSG Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. Tic. AŞ. oldu. Kurulacak tesis başta MESS üyeleri olmak üzere kurulacağı bölgedeki sanayi şirketleriyle birlikte tüm sanayi sektörüne hizmet verecek.

SÇ: Bu kararınızdan önce üyeleriniz kendi atıklarını ne yapıyorlardı?

Cavit Vardarlılar: Türkiye'de şu anda Gebze'de kurulu bir tek İzaydaş var. Büyük şirketler ağırlıklı olarak İzaydaş'la çalışıyorlardı halen de öyle ama artık kesinlikle yetmiyor. Dolayısıyla şirketlerin bir kısmı endüstriyel atıklarını ihraç etmek zorunda kalıyor. Bir kısmı çimento fabrikalarıyla çeşitli anlaşmalar yaparak çözmeye çalışıyor. Ama bütün bunlar hep kişisel gayretlerle çözülmeye çalışılan süreçler. Tabi orta ve küçük ölçekli şirketler böyle bir imkanı da bulamadıkları için ortaya çok daha sıkıntılı durumlar çıkıyor.

SÇ: Daha önce böyle bir tesisin kurulamamış olmasını neye bağlıyorsunuz?

Cavit Vardarlılar: Türkiye'de üretimin daha çok son 10 yılda hızla arttığını düşünürsek daha önce ihtiyacın bu kadar yoğun olmadığını söyleyebiliriz. Örneğin otomotiv sektörüne baktığınız zaman çok ciddi bir üretim artışı olduğunu görebilirsiniz. İhracat artışı bunun en önemli faktörlerinden bir tanesi. Tabi bu durum beraberinde endüstriyel atığın da artmasını getiriyor. Sonuçta belki 2000'li yıllara kadar, o kadar sıkıntı hissedilmiyordu. Bir de her şey şimdiye kadar hep üretim odaklı yürüdü ama artık bir bütün olarak görmek zorundayız. Dolayısıyla üretim ve çevreyi beraber değerlendirmek zorundayız. Öte yandan bu tip projelerin tasarlanması inşası işletilmesi, finansmanı da oldukça zordur. Bu da başlarda insanları muhakkak ki ürküttü.

SÇ: Nasıl bir tesis olacak? Model belli oldu mu?

Cavit Vardarlılar: Modelimizi şöyle geliştirdik. Öncelikle şu ana kadar ki uygulamalarımızda yaşanan aksaklıkları tespit ettik. Bugün de halen lisanlı bir şirket endüstriyel atıkları alıyor, çimento fabrikalarına ya da İzaydaş'a götürüyor. Burada yeni çıkan kanunlarla, son noktaya kadar zincirin her halkasından sorumlu durumdasınız. Dolayısıyla lisanslı bir firma gelip atığınızı alsa da orada bir güven problemi var ki bunlar da yaşandı. Çünkü büyük şirketler dışındaki şirketlerin bu atıkların nasıl toplanacağı, nasıl biriktirileceği ve nasıl taşınacağı gibi konularda bir takım sorunları var, bunları da çözmemiz gerekiyor. Sonuçta AB'nin şartları çerçevesinde düzgün şekilde ara depolamalar yaparak bunları taşımak zorundayız. Bu çerçevede biz atıkları müşterilerimizin fabrikalarından alacağız, ara depolama tesislerimizde bir süre tutup belirli büyüklüklere eriştikten sonra kuracağımız tesise götüreceğiz. Tesisimizde de bir ara depomuz olacak. Bu şekilde zincirin tüm halkalarını biz tamamladığımız için tüm sorumluluk kapıdan itibaren bizim üstümüze geçiyor. Bu da yöneticilere ciddi bir rahatlık getirecek, en önemli faktör olarak da onu görüyoruz.
 
SÇ: Danışmanlık hizmeti alıyor musunuz?

Cavit Vardarlılar: İO Çevre'den destek alıyoruz. Fizibilite çalışmasını beraber yaptık, envanter çalışmasını da onlar yaptı. Bunları yaparken Danimarkalı Niras firmasından da destek aldık. Yani işin sistem tarafını Danimarkalı yetkililerle görüştük.

SÇ: Tesisin kapasitesi ne olacak ve üyeleriniz dışındaki firmalara da açık olacak mı?

Cavit Vardarlılar: Bu tesisin kapasitesi 60 bin tondur. Gerek MESS üyelerinin gerekse Türkiye'deki metal ağırlıklı sanayinin merkezi Bursa bölgesi. Bursa ile birlikte Marmara Bölgesi'ndeki illerin de dahil olduğu 16 ili kapsayan bir araştırma yaptık.

Bursa ve 15 ilin toplamı dahil yaklaşık 100 bin tonluk bir atık çıkıyor ortaya. Kuracağımız tesisle bunun yaklaşık % 60'ını  karşılıyor olacağız. Tabi bunun ne kadarı bize gelir bu da ayrı bir konu. Hepsinin bize gelmeyebileceğini düşündüğümüz için kapasitemizi bu şekilde planladık. Yani 100 bin tonluk bir pazarda biz 60 bin tonluk bir pay alıyoruz.

Biz öncelikle Türkiye'deki tüm MESS üyelerine hizmet vereceğiz ama onun dışında Marmara Bölgesi'ndeki diğer sanayiye de hizmet vermeyi planlıyoruz.

Tesisin yeri ile ilgili neden Bursa diye çok soru geliyor. Bursa, çünkü bu bölgede sanayi açısından çok ciddi bir büyüme var. Bizim 300 üyemizin belki 2000'ne yakın yan sanayisi var ve bunların hemen hemen hepsi Marmara Bölgesi ve Bursa civarına yerleşmiş durumda. Öte yandan İzaydaş da Marmara'nın kuzeyinde yer alıyor, biz de güneyinde yer alabiliriz diye plan yaptık.

Bu bölge aynı zamanda Çevre ve Orman Bakanlığı'nın master planına uygun bir bölge. Bakanlığın 2005 yılında yapmış olduğu master planda yaklaşık 5 bölgeden bahsediliyor ve bu da onu tamamlar bir proje haline geldi. Zaten projeyi başından itibaren Çevre ve Orman Bakanlığı ile beraber götürüyoruz. Her aşamada onları bilgilendiriyoruz.

SÇ: Hangi endüstriyel atıklardan bahsediyoruz?

Cavit Vardarlılar: Tüm endüstriyel atıkları konuşuyoruz bunun içinde tehlikeli atıklar da var. Tesisin kendi içinde her iki sistemi de enerjiye dönüştürebilecek bir yapı kuruyoruz. Biliyorsunuz bir evsel atıkların bir de endüstriyel atıkların enerjiye dönüştürüldüğü tesisler var. Bizimki endüstriyel atıklarla ilgili ve bunun içine tehlikeli atıklar da dahil.

Mesela bir otomobil fabrikasında bir araç boyanıyor, bu boyahanede hava filtreleri var, aynı zamanda da boya havuzları var, bu havuzlardan çıkan atıklar bir filtre sisteminde toplanıyor ve filtre ediliyor, bir boya çamuru haline geliyor. Bu boya çamurları bizim alacağımız atıklardan bir tanesi. İkincisi her türlü iş malzemesi; elbisesi, eldiveni vs yağlanmış, boya ya da kimyasal maddeye maruz kalmış her türlü iş koruma malzemesini alacağız. Onun dışında kullanılmış yağlar var. Bunların bir kısmı rejenere edilip bazı firmalar tarafında tekrar kullandırılıyor ama üçüncü dördüncü derecelerdekini biz alıyoruz. Metal sektöründe kullanılan bor yağları, kesme yağları var, bunlar da filtre edildiğinde atık yağlar çıkıyor. Onların değerlendirilmesi var. Tüm arıtma tesislerinden çıkan çamurları da alıyoruz. Çünkü arıtma tesislerinin kurulması yaygınlaştı ama çıkan çamurlar ciddi sıkıntılar oluşturuyor.
Bizim tesisimizde atıklar ısıl işleme tabi tutularak gazlaştırma yoluyla enerjiye dönüştürülecek. Biz bu işleme yakma demiyoruz, ısıl işlem diyoruz. Çünkü yakma aslında fazla oksijenin olduğu bir ortamda gerçekleşiyor biz ise oksijenin az olduğu bir ortamda bunu gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla uygulayacağımız sistemin adı gazlaştırmadır.

Bu sistemde işleme tabi tutulacak atıklar bir menü şeklinde hazırlanıyor. Yani o gün o saatte ısıl işleme tabi tutacağınız ürünler belirli bir menü ile hazırlanıyor. Her atığın bir enerji değeri var, bizim MESS üyelerinin atıklarına baktığımız zaman ortalama 15 bin kJ/kg gibi bir enerji değeri olduğunu gördük. Bu tabi ki önemli bir değer. Çünkü linyit kömürünün yaklaşık 4 ile 6 bin kJ/kg enerji değeri var. Öte yandan 30 bin 40 bine kadar giden atıklar da var ama ortalaması 10 ila 15 bin kj/kg olan bir sistem kuruyoruz. Buna uyan atıkların enerjisini alıp elektriğe çevireceğiz. Tesisin 5'de 1'ini de bu termik işlem bölümü oluşturuyor.

SÇ: Ara depolama hizmetleri ve taşıma hizmetlerini de şirket olarak siz kendiniz mi yürüteceksiniz?

Cavit Vardarlılar: Şu anda bir ara depomuzu Çerkezköy'de kurmak üzereyiz. İkincisi tahminen yine Eskişehir-Bursa yakınlarında bir yerde olacak. Çünkü bu tesisin devreye girmesi yaklaşık olarak 3 sene kadar bir süre alacak. Dolayısıyla ara depolarla bu süre zarfında da üyelerimize hizmet vermek istiyoruz. Lojistiği de ilk başta çeşitli firmalardan destek alarak yapacağız. Bizim şartlarımızda bize düzgün hizmet verecek bir şirket bulabilirsek, sorumluluğu bize ait olmak üzere çalışabiliriz. Ama daha sonra kendi lojistik işimizi de kurabiliriz. Buna daha yüzde yüz karar vermiş durumda değiliz.

SÇ: Projede geri kazanım boyutu da olacak mı?

Cavit Vardarlılar: Geri kazanımı birinci aşamada projemize dahil etmedik. İkinci aşamada gerek elektrik-elektronik aletler gerekse ömrünü tamamlamış araçların geri kazanımı için gerekli ünitenin kurulmasını planlıyoruz. Burada da ömrünü tamamlamış araçlar ve elektrik-elektronik eşyalardan ekonomik değeri olan malzemeler alınarak, tekrardan malzeme piyasasına geri kazandırılacak. Geri kazanılamayacak malzemeler de tesisimizde işleme tabi tutularak enerjiye dönüştürülecek.

SÇ: Kullanılacak teknolojiler konusunda neler söylersiniz?

Cavit Vardarlılar: Orada düşündüğümüz birinci derecede bir mühendislik çalışması olacak. Bu çalışmayı yurt dışı firmalarla yapacağız. Onların ortaya koyacağı bir ihale dosyası olacak.
 
SÇ: Bir firma ismi var mı?

Cavit Vardarlılar: Danimarkalı ve Alman firmalarla görüşüyoruz. Bu bir teklif alma şeklinde olacak. Ondan sonraki aşamada da bu firmaların ortaya koyduğu ihale evraklarıyla uluslararası bir ihaleye çıkılacak. Türkiye'de maalesef teknoloji bazında böyle bir tesisi yapan firma yok.

Dolayısıyla bizim zaten birinci derece önem verdiğimiz konu da teknoloji konusudur. Bir denetim firmasının bu bir Alman firması da olabilir, sistem kurulum sürecini sürekli denetliyor olmasını şart koşacağız. Yani iş bittikten sonra, biz gittik baktık sistem çalışıyor şeklinde değil, bu sistem Almanya'da çalışıyor olsaydı hangi şartlarda kabul  görüyorsa aynı şekilde denetimlere tabi olarak yapılmasını talep edeceğiz. Avrupa Birliği'nin ilgili düzenlemeleri, ülkeler bazında da değişiklikler gösterebiliyor. Bu düzenlemelerin en iyi ve sıkı uygulandığı ülkeler Danimarka ve Almanya. Yani çevreye uyum konusunda daha sıkı sistemler koyan, şart koşan ülkelerin başında bu iki ülke geliyor. Dolayısıyla biz de projenin planlanması ve uygulama denetimlerinde muhakkak bir Alman denetim firmasının olmasını şart koşuyoruz. Tabi bu işin uzun vadeli bir garantisi de söz konusu olacak. Öte yandan son 10-20 sene içinde bu tür sistemleri planlayan-kuran-üreten firma sayısı da oldukça azaldı. Çünkü Avrupa'da yaklaşık 30 seneden beri bu sistem yatırımları yapıla gelmiştir ve şu anda artık Avrupa'da yenileme yatırımları yapılıyor. Dolayısıyla onlar 20-30 sene önce kurdukları bu tesisleri bugün yenilerken bizim kuracağımız tesis tabi ki çok daha yeni bir teknolojiye sahip olacak. İnanıyorum ki biz bu tesisle Türkiye'deki en yeni teknolojiyi de kurmuş olacağız.

SÇ: Isıl işlem sonucunda oluşacak kül konusunda neler yapmayı düşünüyorsunuz? Daha önce İzaydaş kül ile ilgili plazma teknolojisini gündeme getirmişti biz de hatta dergimizde yazmıştık...

Cavit Vardarlılar: Yüzde 15 civarında bir kül oluşuyor. Aslında daha yüksek ısı derecelerine çıktığınız zaman bu kül daha camsı görünüm alıyor. Şu anda Japonya'da bir tesiste plazma sistemi var. Hindistan'da kurulmak üzere ama çok fazla denenmemiş bir sistem. O yönde daha karar vermedik ama şu anda zor gözüküyor. Çünkü bizim istediğimiz garantileri verebilecek bir firma bu sistemi yapar mı bu bir soru işareti. Çünkü biz ihaleye çıkarken sistemi sınırlamak istemiyoruz. Biz diyoruz ki yaptığımız araştırma sonucunda üyelerimizin girdisi bu, çıkan ortalama atıkları da budur. AB ve artı bahsettiğimiz Almanya'daki normlar çerçevesinde bacadan çıkması gereken gazın değerleri minimal bu olacaktır. Dolayısıyla bunun nasıl yapılacağını onlara bırakıyoruz. Bunu yaparken tabi ki kül oranlarını da belirleyeceğiz. Yani oradan çıkan kül oranının maksimum şu kadar olması lazım diyeceğiz. Sürekli aynı atığı olan bir sistemde plazma teknolojisini uygulamak daha kolay gözüküyor. Anladığımız kadarıyla çok farklı atıkların geldiği bir ortamda bu sistem zorlanıyor. Ama tüm bunları projelendirme ve ondan sonraki ihale döneminde gelen tekliflere göre değerlendireceğiz.
 
SÇ: İşletme kısmı nasıl olacak? Bir şirket kurduğunuza göre siz mi işleteceksiniz?

Cavit Vardarlılar: Proje anahtar teslimi ihale usulüyle gerçekleştirilecek. Şartnamesi bahsettiğim gibi Alman ya da Danimarkalı bir firma tarafından hazırlanacak ve o şartnameye göre ihaleye çıkılacak. İhale sonucunda da seçilen firma sistemi çalıştırıncaya kadar, hatta garanti süresince devam ettirecek. Proje herhalde yerli-yabancı bir konsorsiyum tarafından inşa edilecektir. İnşaat tarafı tabi ki yerel firmalarımız tarafından yapılacaktır. Sonuçta çelik konstrüksiyonu olan, borulama sistemi olan bir yapının da inşa edilmesi gerekiyor. Ama biz karşımızda sorumlu olarak; teknolojiyi bilen, o teknolojiyi uygulayan firmayı görmek istiyoruz. Çünkü teknoloji konusu işin can alıcı noktasıdır. Dolayısıyla çok güvenilir bir firmayla çalışmak zorundasınız. Yoksa yatırımınız çok ciddi sıkıntılar da yaratabilir. İşletmeyi konusu bizim işimiz bu işletmeyi herhangi bir firmaya devretmeyi düşünmüyoruz.

SÇ: Tesisin kurulacağı yer konusunda, yerel halkın kaygılarını nasıl gidereceksiniz?

Cavit Vardarlılar: Şu anda zaten yaklaşık 3 aydır, bu çalışmaları yapıyoruz. Yerel yönetimlerle, orada yaşayan vatandaşlarla görüşmeler yapıyoruz. Bursa Yenişehir Belediye Başkanı'nın ve belediye yönetiminden 40'a yakın kişinin katıldığı toplantılar düzenledik. Burada projeyi, ne yapmak istediğimizi anlattık. İnsanların endişelenmesi çok normal ama doğru bilgiyi aktarmak çok önemli. İyi anlaşılması için bir süreç gerekiyor.

SÇ: Vatandaşların genelde baca gazlarından endişeleri vardır. Siz bu konuda neler söylersiniz?

Cavit Vardarlılar: Tabi sanayiye karşı bir güvensizlik var. Biz şimdi önümüzdeki hafta Yenişehir'den 30 kişilik bir grubu, muhtarı, köyün ileri gelenlerini, Almanya ve Danimarka'ya götürdük. Oradaki tesisleri gösterdik. MESS sonuçta bir sivil toplum örgütü ve kar amaçlı bir şirket değiliz. Bunu herkesin algılaması maalesef çok kolay olmuyor. Yeni şirket de onun bir alt kuruluşu. Biz kar ettiğimiz zaman vereceğimiz kar payı MESS'e gidecek. MESS de sivil toplum örgütü olduğu için ortaklarına kar dağıtamaz. Dolayısıyla bunların hepsi sosyal projelere dönüşecek. Bunu özellikle vurgulamak istiyoruz.

Biz kar amaçlı herhangi bir şirket gibi bu işi yaparsak para kazanırız diye düşünen bir şirket olmadığımız için bunun güven vermesi gerekir diye düşünüyoruz. Yoksa tabi ki bu tesiste de filtrelerin bir kısmından tasarruf edebilirsiniz, o sayede ilk yatırımı daha aza yapabilirsiniz. Ve o zaman da çevreye zarar verebilirsiniz. Bugün çok basit bir yan sanayici boya yapıyor diyelim, bakıyorsun duvara bir tane aspiratör koymuş, boyahanenin tüm havasını dışarı atıyor. Ama o zehirli bir maddedir. Maalesef sistem ve kontrol mekanizmaları iyi çalışmadığı için, bu böyle yapılmaya devam ediyor.

Dolayısıyla gittiğiniz yerdeki insanlar da sizi başlangıçta böyle değerlendiriyor. Biz dedik ki bu bölgeye gelmek istiyoruz ama henüz daha arsa almadık. Öncelikle projemizi anlatıyoruz, inandıkları taktirde bu işi yapacağımızı, inanmadıkları taktirde yapmayacağımızı belirtiyoruz. Orada yaşayan halkın kendilerine bir zarar gelmeyeceğini aksine artı fayda göreceklerini anlamaları bizim için de çok önemli. Biz de ne tür artı değerler elde edeceklerini anlatıyoruz. Biz aslında çevreyi temizlemek için oradayız.

Örneğin şu anda Yenişehir'in içinden simsiyah bir dere akıyor. İnegöl ve Bursa'dan geçerek gelen o dere bütün sanayinin atıklarını taşıyor ve çiftçiler de tarlalarını o suyla suluyorlar. Ben o manzarayı gördüğümde şok oldum. Çünkü biz hepimiz o ürünleri tüketiyoruz. Yine bizim tesisi kurmayı planladığımız yerde bir belediye çöplüğü var. Buraya evsel atıklar, sanayi atıkları gibi aklınıza ne gelirse atılmış. Ama buna kimse itiraz etmiyor. Biz de diyoruz ki amacımız zaten bunları ortadan kaldırmak. Kuracağımız tesisle bunların buraya atılmasını önlemek istiyoruz.

Yine Yenişehir'de bir grup insanımızla toplantı yaptık ve dedik ki 15 senedir çalışan bir İzaydaş var gidip onu görün, bizim size söylediklerimizin doğru olup olmadığını araştırın. 30 kişilik bir grup gittiler İzaydaş'ı gezdiler, o bölgedeki köylülerle görüştüler. Bir grubu da Hamburg'daki 30 senelik tesise, Danimarka'daki 25 senelik tesise götürüp incelemeler yaptılar. Danimarka'daki tesis deniz kenarında. Yanında kasaba var, diğer tarafı ormanlık, bir tarafında da yemek fabrikası var. Diğerinin yakınında da ana okulu var.

Bunlar artık yan yana birlikte kurulabiliyorlar.  1950'lerde Avrupa'da böyle bir şey vardı fakat geçen dönemde teknolojiler değişti çevrenin önemi kabul edildi dolayısıyla orada artık bu tip yatırımlara karşı reaksiyonlar eskisi gibi değil. Tabi tüm bunların algılanması için ülkemizde de bir süreç geçecek.

SÇ: Tesise alacağınız atıklar için bir fiyatlandırma politikası belirlediniz mi?

Cavit Vardarlılar: Şu anda henüz belli değil. Bunlar piyasa şartlarıyla beraber gelişen projeler. Bugün baktığınızda İzaydaş'ın kaça ne aldığına dair bir listesi var ve şu anda piyasayı belirleyen o. Fakat yarın iki üç tesis daha kurulduğunda farklı değerlendirmeler de çıkacak ortaya. Ama böyle bir tesiste yaptığınız yatırımın 10-15 senede geri dönebilmesi için tabi ki Avrupa ortalama fiyatlarına göre de çalışmamız lazım.

Öte yandan hepsinin farklı özelliklerine göre bir fiyat listemiz olacak. Yani bir otomotiv sanayinin atığı ile bir tekstil sanayinin atığı farklı nüveler içerdiği için farklı fiyatlar olacak.

Zaten her müşteriyle bir ön laboratuvar çalışması yapıyoruz. Bunun sonucunda atığın içinde hangi maddeler var, o maddelere göre başta bahsettiğim ısıl işlem sırasında bir menü hazırlanıyor dedim, belki bazen bazı atıklardan bir birim koyacaksınız, birinden 10 birim koyacaksınız, o belirli menüyü hazırlamak için. O bir bölümlük madde belki bir sene süreyle stoğunuzda duracak, azar azar katmak durumunda kalacaksınız. Öbürünü ise geldiğinde tümünü ısıl işleme tabi tutacaksınız. Bütün bunlar fiyatları belirleyen unsurlar.
 
SÇ: Yatırımın maliyeti nedir ve finansmanı nasıl sağlanacak?

Cavit Vardarlılar: Şu anda kurulan yeni şirketimizin 90 milyon TL'lik (45-50 milyon Euro) bir sermayesi var. Kuracağımız tesis yaklaşık 120 milyon Euro'ya mal olacak. Dolayısıyla % 40 öz sermaye % 60 kredi ile çalışacağız.

Yurtdışından kredi kullanmayı düşünüyoruz. Bu kredinin bir kısmı belki tesisi yapan konsorsiyumun kredisi olabilir, bir kısmı IFC gibi, KfW gibi kuruluşların kredileri olabilir. Bütün bunlar için önce yeri alıp ÇED müracaatını yapmamız lazım. Biz şu anda yer konusunda nereyi almak istediğimizi biliyoruz ama o yöredeki insanların bu konudaki endişelerini gidermek için onları bilgilendirmeye çalışıyoruz.

SÇ: Proje ne zaman hayata geçiyor?

Cavit Vardarlılar: Tesisin 2012'de hayata geçmesini planlıyoruz. Ancak bunun için arazinin Ekim ayına kadar alınması, ÇED müracaatının da Kasım ayı itibariyle yapılması gerekiyor. Çünkü CED raporunun alınması en az 7-8 ay sürüyor. ÇED olumlu raporunu almadan, ihaleye çıkmamız, krediye başvurmamız da söz konusu değil.

Pasted: Mar 28, 2012, 11:42:32 am
Views: 12